Statistics |
---|
Toplam online: 1 Misafir: 1 Kullanıcılar: 0 |
|
Cumartesi, 18-May-2024, 23:33:16 Welcome Guest
Şiir bölümü
Sites in category: 9 Shown sites: 1-9 |
|
Sort by:
Tarih ·
İsim ·
Rating ·
Geçişler
Nehirler yarışır, çağıldar gözlerinde o nehirler benim nehirlerimdir aşk ki azar azar benim yerimdir üşüyorsam, sokaktaysam, yalnızsam gözlerin ey yâr benim evimdir... vurulup düştükçe, düştükçe seni sevmekten caymayacağım gece insin, el ayak çekilsin gelip kapında ağlayacağım! iyi ki bu sestesin dünyayı ısıtan nefestesin bir haydut gibi gezinirim kapında kalbimde tutuşan ateştesin… rüzgârlar savrulur, uğuldar gözlerinde o rüzgârlar benim rüzgârlarımdır aşk ki azar azar benim yerimdir suskunsam, bozgunsam, bulutsuzsam gözlerin ey yâr benim evimdir... iyi ki bu düştesin her sabah ışıyan güneştesin iyi ki yoksuluz bulutlar gibi soğuyan dünyada sımsıcak fırınlar gibi... vurulup düştükçe, düştükçe sana koşmaktan caymayacağım gece insin, el ayak çekilsin gelip kapında ağlayacağım! YILMAZ ODABASI...
|
Günüm güneşim ol, ısınacağım Ümit duvarım ol, yaslanacağım Sevgi yağmurum ol, ıslanacağım Gül kokun bir ömür tenimde kalsın Sen uykuysan ben gördügün düş olam Sen yuvaysan ben bir yavru kuş olam Ağlar isen yanağında yaş olam Gözlerin bir ömür gözümde kalsın Gel sevgilim ol benim, düş kaçağım Göğsüne başımı yaslayacağım Kalbimin içinde saklayacağım Özlemin bir ömür gönlümde kalsın Bir dünya sun bana tutunacağım Gönlümü sevginle avutacağım Bütün ihanetleri unutacağım Ellerin bir ömür elimde kalsın Sevgi mırıldayan nehirler gibi Derin uykularda şehirler gibi İsminki dualar şiirler gibi Ölünceye kadar dilimde kalsın Nuri Can |
Ben bir buluttum Sen ise yağmur Adın üstündeydi Yağmak için vardın Seni göklerden bırakmak ise Bana kalmıştı Tek başıma bir anlamım yoktu benim Seni vermesem yeryüzüne Hiçbir işim kalmazdı bu dünyada Sevmezdi kimse beni Çünkü ben güneşi örterdim Karaydım çökerdim insanların üstüne Huzursuz ederdim… Yitmek istedim Bir daha hiç geri dönmemek Her seferinde sana kıymaktansa Yok olmak isterdim Ama seni görmeden Bir anlık da olsa dokunmadan Yaşayamazdım Ölemezdim bile… Ben bir buluttum Sen ise yağmur Hiç söyleyemedim Hiç belli edemedim ama Seviyordum seni… Tutamadım bir gün olsun ellerinden Doyasıya bakamadım sana Hep düşüşünü izledim gözlerimden Ellerimden… Affet beni ne olur Söyleyemezdim seni sevdiğimi Her seferinde bırakırken ellerini… İnsanlar beni sevmese de olurdu Yaşamasam da olurdu Ne önemi var Ama sen olmasan Hayat olmazdı Küserdi toprak Umut yok olurdu Seni sabırsızlıkla bekleyen aşıklar Penceresinde senle huzur bulanlar… Herkesin her şeyin sana ihtiyacı vardı… Ben olmasam sen de olmazdın belki ama Ben senin için vardım zaten Senin için hep doldum taştım Kabarırdı yüreğim Sen geleceksin diye ince bir sızı İşte yine sana kavuşacağım Ve yine kaybedeceğim an… Kararırdım kederimden Vakti gelirdi gitmenin Şimşeklerimle çakar Gürlerdim Senin geleceğinin habercisiydi Sevinirdi belki herkes ama Bu benim senden ayrılışımın feryadıydı İsyanımdı şimşeklerim Haykırışımdı gürlemelerim Sana ne olur gitme demek istedim her seferinde Sımsıkı tutmak ve bırakmamak istedim Ama sen benim için değil Yeryüzündekiler için yaratılmıştın Bana düşense seni her seferinde Düşürmek yamacımdan… Ben bir buluttum Sen ise yağmur Ben senin için var olurdum Sen ise hiç benim olmadın Sen yoksan bir anlamım yoktu Sensiz sevmezdi beni kimse Hiçbir işe yaramazdım Sensiz bir hiçtim ben… Ben sendim aslında Ben senindim Sen ise hep ellerin… İşte yine burdayım yağmurum Seni bekliyorum Hadi yine gel tut ellerimden Yine her zaman ki gibi usulca bırakayım Sana yine bir an da olsa dokunayım… Hani dün düşerken benden Sanki her zamankinden daha sıkı sarılmıştın Affet çok gürledim korkuttum üzdüm belki seni Ama feryadımdı,isyanımdı bu benim O an seni bırakmamak için neler vermezdim Yine ardından bakakaldım… Yağmurum o an ki dokunuşun Her zamankinden başkaydı Yoksa sende… Yok hayır ümit edemem bunu Dile bile getiremem Ben bir buluttum Sen ise yağmur Sevemezdim seni İmkansızdı bu aşk Feda edemezdim uğrumuza herkesi, her şeyi… Affet yağmurum Seviyorum seni Seni her seferin de düşürmek ellerimden Ölümdü benim için Yüreğim ardından parçalanırdı Yok olurdum her seferinde Ve sonra yine senin için Toplardım kendimi Beklerdim seni… Ben seni her yitirdiğimde tekrar bana geleceğinin hayalini sevdim Her gittiğinde bana yine gelişini sevdim Her seferinde biraz daha eksilmiş gelsen de Al yağmurum al bu can senin Ben senin için varım Ve hep burada olacağım… Hadi git yağmurum Toprak seni bekler Yeryüzünün her karesi sana hasret Git yine umut ol huzur ol Ben ayırmam gözlerimi yollarından… Ben bir buluttum Sen ise yağmur Ellerimden düşmekti kaderin Hiç tutamadım seni Bir kez olsun söyleyemedim Seni ne çok sevdiğimi Düşen ben miydim gözlerinden Yoksa sen miydin ellerimden giden Belki hiç belli edemedim Susmaktı belki kaderim ama… Dün de bugün de ve yarın da olacağı gibi Affet beni yağmurum Affet… Seviyorum seni… Yüksel Küçükkürtül |
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi... Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi İnsan hergün anımsar mı aynı gözleri SENİ SEVİYORDUM ve senin haberin yoktu Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesten başkaydı işte... Güldüğü zaman yukarıya bakardı; Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı... Ne güzeldiler sen bilmiyordun... BEN SENİ SEVİYORDUM... Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu Geri dönüyordu, çoğalarak Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteleyişim oluyordun Kalp ağrısı oluyordun, Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun, Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk, Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller... Ben SENİ SEVİYORDUM sen bilmiyordun... Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra Yağmurlar yağdı, serin haziran akşamları Derken bir gün uzaktan gördüm seni... Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı Kalbimi acıttı her zamanki gibi... Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi... İclal Aydın..
|
"gecede sevdayı gördüm sevdada geceyi.. ve sonra karanlıktı her şey bak ! canım yanıyor aşk....." üstüme yıkıldı söylediğin sözler... ince tozlarıyla yürek kıvrımlarıma... üzüldük ağladık belki de aslında bilmiyorduk dururmuyduk sözümüzde gerçekten ikimizde... söylesene hiç mi dile gelmeyendim ? çok mu dert verdim ? özür dilerim... sadece sevendim... şimdi dinle... varlığınla bile canım yanıyor aşk..... sus oldum.. akşamı derledim ela gözlerinde varsan mehtap oldum yakamoz oldum denizlerinde... birbirimizi gizlemiştik yüreğimizde şimdi yoksun ya ! canım yanıyor aşk..... yas oldum.... anımsarmısın adını aşk koyduğum günü ? yağmur yağıyordu.. sığınmak istiyordum saçaklarına.. bir musiki karanlığı vardı odanda ben bilmiyordum... yalın bir kılıçla vurdun yarama... kanadım durdum.. ah bir bilsen canım yanıyor aşk.... şimdilerde sensizlik ölüm.. önüm arkam sağım solum... çatık kaşlısevdam özüm... fısıldasam duyarmısın ? canım yanıyor aşk.... "her yağmur damlasında adını gizliyorum.. gecenin son saatinde gelmeni bekliyorum başım dik.. yüzüm ak... sadece canım yanıyor aşk....." Nebile Aydın |
Yokluğunda ne ateşleri hasretinle yaktım da Bir seni yakamadım beni yaktığın gibi Çölde su mahpusta gün oruçta ekmek gibi bekledim seni Sende araya korkular koydun. Yasaklar koydun... Bitmez tükenmez engeller koydun... Şimdi nerdesin diye sakın sorma SEN ÇAĞIRDIN DA BEN GELMEDİM Mİ? Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara Yağmurlu havalara...Bu kasvetli akşamlara Sen varken Bakıp içlenmezdim tren istasyonlarına Otobüs duraklarına... Sen varken ayrılanlara ağlamazdım... Yıkılmazdım biten sevdaların ardından Gidenlere küsmezdim Kalanlara acımazdım... Sen varken böyle üşümezdim-titremezdim Masumdum çocuklar gibi Böyle delirmezdim-küfretmezdim... Hele ölmeyi hüç düşünmezdim. Şimdi soruyorum sana Adı sevdaysa bu cehendemin SEN YAKTIN DA BEN YANMADIM MI? Biliyorsun Bütün acılarına``yeşil ışık``yaktım olmadı Bütün korkularına ``arka çıktım``olmadı Dağlara merdiven dayadım olmadı. Haziranda kar oldum yağdım avuçlarına olmadı Sevdim olmadı-yandım olmadı-taptım olmadı ARTIK BENDEN PES BU AŞKIN BİLETİNİ İSTEDİĞİN GİBİ KES Nasılsa gidiyorsan Biliyorum git... Ama ardında Ağlaya bir çift göz Paramparça bir yürek Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan Çek silahını-daya sırtıma Titrersem namerdim... SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ? Ahmet Selçuk Ilkan |
Bir gün gözlerinde bir iz görürsem Sana bakan gözlerden, Yanağında bir busenin noktasını görürsem, Beni öldü bil.. Ellerini başka bir el tuttuğunda, Umutların yıkılıp, kırıldığında, Gönlün, başka bir aşka kanat çırptığında, Öldür yüreğinde beni; ya da öldü bil.. Dudakların başka bir isim anarsa; Gözlerinde bensizliğin ışıltısı yanarsa, Kahrolup, yüreğin derinden kanarsa; Beni öldü bil sevda yelim... Mahşerden bir ses çınlarsa kulağına, Beni öldü bil! Gece uykunda bir buse konarsa dudağına, Sessizce hıçkır; ve busenin izini sil.. Baharda yapraklar dökülürse, Yaz ortasında karlar önünü örterse, Bir gün ıssız bir yolda omuzuna birşey sürterse; Beni öldü bil! Ya da içinde beni öldür... Oooffff! Sevgili yar; Ölürsem; beni sensizliğin kefeni ile, Sensizlik çukuruna gömsünler! Çünkü ölüm; Sensizliğin, göğe kanatlı tırmanışıdır... Cumhur Karaca |
Kaçmaya çalıştığın gerçek, bir gün karşına çıkacak. Ve işte o gün kaçacak yerin olmayacak. Ben senin varlığını seviyorum,yokluğunu seviyorum Sana ulaşamadığım dakikalarda seni duymayı seni özlemeyi Hiç görmesem bile seninle olmayı seviyorum. Hiç korkmuyorum seni sevmekten. Senin gülüşünü seviyorum her bana bakışında Gözlerine de okuduğum o duyguyu Gözlerindeki gözlerimi seviyorum. Gönlünü seviyorum özünü seviyorum senin Dudaklarındaki sözlerimi seviyorum Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben sendeki o sıcaklığı sana olan uzaklığı seviyorum. Yanaklarından akan göz yaşlarını En çok, dağınık olduğunda saçlarını Beni arayan ellerini seviyorum. Yalnızlığımı seviyorum sebebi sensen Ayrılığını seviyorum,en çok yalnız kaldığımda Beni bulan gönlünü seviyorum. Ben en çok senin bana olan sevgini seviyorum. İçimden haykırmak geliyor. Dünyaya sığdıramadığım seni Kalbime sığdırmak geliyor. Ağlamak geliyor seni görmezsem Özlemek geçiyor içimden seni sevmek geçiyor. İçimden sana doğru giden bin bir türlü yol geçiyor. İçimden sen mutlu olacaksan ölmek bile geçiyor gülüm. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben yalnızca seni seviyorum, Ne o muhteşem güzelliğin ne kalbimdeki özelliğin Ne de sevdiğim için değil,seni yalnızca sen olduğun için, Ruhun için kalbin için aklın ve sevgin için seviyorum seni. Ben seni en çok kendim için seviyorum Belki de ilk defa bencil oluşumu sana borçlu olduğum için. Seni her şey için seviyorum.Ve sahip olmadığım hiçbir şey için. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Her dakika seninle olmayı seviyorum. Gözlerimi her açtığımda aklıma gelişini seviyorum. Her gece uyumadan önce seni sevdiğim aklıma gelince Sensiz uyumayı bile seviyorum uyumadan önce seni düşününce. Ben seni en çok umutsuzluğumda beni bulduğun için seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben seni bu şehirde olduğun için değil benimle aynı toprağa ayak bastığın için Benimle aynı gökyüzünü paylaştığın için seviyorum. Geceleri benim yüzüme vuran ay ışığı Senin de gözlerine vurduğu için seviyorum. Benim kemiklerimi ısıtan yaz güneşi Sana da sıcaklık veriyor diye seviyorum seni. Beş bin yaşındaki bu dünyada Benimle aynı zamanı paylaştığın için seviyorum. Ben seni benimle yaşadığın için Benden hiç gitmediğin için seviyorum Beni hiç terketmediğin için. Ellerini seviyorum ALLAH'a açıldığında Kalbini seviyorum kapıları açıldığında Ve gözlerini seviyorum her karşımda kapanıp açıldığında. Bana baktığında içimde yakaladığın coşkumu seviyorum, Her bana baktığında seni sevdiğimi hatırlamayı seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Her kibrit çaktığımda alevin içinde seni görmeyi seviyorum. Her sigara yaktığımda dumanın şeklinde seni görmeyi seviyorum. Her bana baktığında o kadar çok seviyorum ki seni sevmeyi Yalnızca sen olduğun için hayatımda kendimi bile seviyorum Sen olunca aklımda kalbimi seviyorum seni seviyor diye Gözlerimi seviyorum seni görüyor diye. Ruhumu seviyorum, senin ruhuna bu kadar yakın diye. Varlığımı seviyorum sırf sana borçlu olduğum için Mutluğumu seviyorum gülümsememi seviyorum seni düşününce Ayakta kalışımı seviyorum sebebi sen olunca Yine de korkmuyorum seni sevmekten. Ben sana olan sevgimi yazan kalemimi seviyorum. Senin adını yazdığım kağıdı seviyorum. Sana olan sevgime benzettiğim her sevgiyi seviyorum. Bana seni hatırlatan her şeyi Sana giden yolları seviyorum. O kadar çok seviyorum ki seni,seni kaybetmek korkusunu bile, İçinde yalnızca, sen olduğun için Sana karşı duyduğum bir duygu olduğu için Korkumun sebebinde sen olduğun için seviyorum. Yine de korkmuyorum seni sevmekten. YİNE DE KORKMUYORUM SENİ SEVMEKTEN. VE YİNEDE SENİ SEVİYORUM HİÇ KORKMADAN...... Ikbal Gürpinar - Talha bora |
Hayatımızdan geçerken mahrem izler bırakanlar... Hepimiz için bu konu sandık odalarını andırır... Bazen küf kokusundan, soluğumuzu tıkayacak tozdan rahatsız olur, tam içeri girecekken vazgeçip kapıyı kapatırız. Fakat bazen de bir büyü gibi çeker bizi, bugünden kopmak, kendi "masalımızda" kaybolup gitmek için odaya girer, sandığı açar ve karıştırırız... Ben eskiden o sandıkta sevinçlerin ve acıların saklandığını sanırdım. Saflıkmış herhalde... Şimdi kime baksam o sandıkta öfkelerini biriktiriyor. (Suratını görmeye bile dayanılamayanları, eski sevgililer tarihinden bile atılanları kastetmiyorum, yanlış anlamayın) Öyle sanıyorum ki, "Tutkulu bir ilişkiden geriye ne kalır?" diye sorsanız yeni kuşaklara, ya "bilmeeeem!" diyecekler ya da "öfke kalır" diyecekler. *** Yine de "eski sevgililer tarihi"ni acıların, sevinçlerin, öfkelerin izlerinden ibaret sanmamalı şu modern dünyada. Eski çağlardaki gibi değil. Bugün eski aşklarımız ve bitmiş ilişkilerimiz sadece mazinin bir parçası değiller. Onlar bugünümüzün, yeni ilişkilerimizin de ayrılmaz parçaları... Eski sevgililer sanki bugünkü ilişkilerimiz için mihenk noktası, tartı, ayna işlevi görüyorlar. Çoluk çocuğa karışılsa bile referanslar bitmiyor; kıyaslamalar birbirini izliyor. Bazen zihin sürekli "eski"yle "yeni" arasında gidip geliyor, sürekli kurcalıyor. Yani eski ilişkilerin "mazi kalbimde yaradır" tablosunun figüranları olduğunu sananlar yanılıyorlar. O eskidenmiş. Bazı insanlar artık piyasa ekonomisine dahil olan duygular dünyasında kendilerine ait aşk hisselerinin yükselmesi için kullanıyorlar eski sevgililerini. ("Bak o da sevmişti beni, bak bu da sevmişti beni, onunla mı, ohooo!" durumları) Bazıları geçmiş aşk anılarını çağırıp egosunu okşuyor, bazıları karşı cinse öfkesini bileyip duruyor bu yolla... Bazılarının hala içi acıyor, hala canı yanıyor; bazılarının hatırladıkça neşesi yerine geliyor. Öyle ya da böyle... Ama şurası gerçek ki, eski sevgililerimiz bugünkü aşklarımızda yaşamayı sürdürüyorlar. İzleri kazınmışsa silmek kolay olmuyor. Bu taşlar öyle kolay kolay yosun tutmuyor.... HAŞMET BABAOĞLU |
|
|
|